T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2024/6858
K. 2024/9068
T. 26.9.2024
• TARIM BAĞKUR SİGORTALILIK TESPİTİ İSTEMİ ( Davacının Sunduğu Dosya İçinde Mevcut İçeriğinde Davacı Adına Bağ Kur Prim Kesintisi Yapıldığı Anlaşılan Müstahsil Makbuzunun Mevcudiyeti Karşısında Anılan Makbuzun Sıhhatine Yönelik Bir İddia ve İtirazın Bulunmaması Halinde İlgili Makbuzun Kurum Kayıtlarına İntikal Etmemesinin Tek Başına Tescile Engel Olmayacağının Göz Önünde Bulundurulması Gerektiği )
• MÜSTAHSİL MAKBUZU ( Davacının Sunduğu Dosya İçinde Mevcut İçeriğinde Davacı Adına Bağ Kur Prim Kesintisi Yapıldığı Anlaşılan Müstahsil Makbuzunun Mevcudiyeti Karşısında Anılan Makbuzun Sıhhatine Yönelik Bir İddia ve İtirazın Bulunmaması Halinde İlgili Makbuzun Kurum Kayıtlarına İntikal Etmemesinin Tek Başına Tescile Engel Olmayacağı Göz Önünde Bulundurularak Belirtilen Esaslar Dahilinde Usulünce Araştırma Yapılması ve Elde Edilecek Sonuca Göre Karar Verilmesi Gerektiği )
• MAKBUZUN KURUM KAYITLARINA İNTİKALİ ( Davacı Adına Bağ Kur Prim Kesintisi Yapıldığı Anlaşılan Müstahsil Makbuzunun Mevcudiyeti Karşısında Anılan Makbuzun Sıhhatine Yönelik Bir İddia ve İtirazın Bulunmaması Halinde İlgili Makbuzun Kurum Kayıtlarına İntikal Etmemesinin Tek Başına Tescile Engel Olmayacağı Göz Önünde Bulundurularak Belirtilen Esaslar Dahilinde Usulünce Araştırma Yapılması ve Elde Edilecek Sonuca Göre Karar Verilmesi Gerekirken Eksik Araştırma ve İnceleme Sonucu Hüküm Kurulmasının Usul ve Yasaya Aykırı Olduğu )
ÖZET : Uyuşmazlık, Tarım Bağ-Kur sigortalılık tespitine ilişkindir.
Davacının sunduğu dosya içinde mevcut, içeriğinde davacı adına Bağ-Kur prim kesintisi yapıldığı anlaşılan müstahsil makbuzunun mevcudiyeti karşısında, anılan makbuzun sıhhatine yönelik bir iddia ve itirazın bulunmaması halinde, ilgili makbuzun Kurum kayıtlarına intikal etmemesinin tek başına tescile engel olmayacağı göz önünde bulundurularak, belirtilen esaslar dahilinde usulünce araştırma yapılması ve elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
DAVA : Taraflar arasındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılık tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi Leyla Kaya tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 1994-2000 yılları arasında sürekli olarak kendisine ait tarım arazilerinde pamuk yetiştiriciliği yaptığını, elde etmiş olduğu ürünleri Kiraz ilçesinde bulunan ... Fabrikası adlı işletmeye teslim ettiği ve bu ürün bedelleri üzerinden davacıdan Bağ-Kur prim tevfikatı yapılmış olduğunu belirterek 1994 - 2000 yılları arasında 2926 Sayılı Kanun kapsamında zorunlu Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; ilk defa kanun kapsamına girenlerden başvuruda bulunmaksızın kendi istekleri ile prim ödeyenlerin bu ödemelerinin sigortalılık irade beyanı olarak kabul edilebilmesi için yazılı talepte bulunmalarının zorunlu olduğunu, davacının Kuruma başvurusunun bulunmadığını ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, müstahsil makbuzları ve buna ait kayıtları zamanında ibraz edilmemesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu davacı adına 1994-2000 yıllarına ait olmak üzere 2926 Sayılı Kanun kapsamında zorunlu Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine yönelik olduğu, Bağ-Kur sigortalılık süresinin tespiti davalarında hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı anlaşılmakla davalı tarafın hak düşürücü süre savunmasına itibar edilmemiş; prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunmasının, davanın kabulü için yeterli olmadığı, davacının dava dilekçesine ekli, kamu kuruluşu niteliği taşımayan özel gerçek/tüzel kişilerce tevkifat gerçekleştirilmiş ise prim tutarının Kuruma aktarılması koşulu arandığı, 12.03.2021 tarihli Kurum cevabi yazısından anlaşıldığı üzere Kurum kayıtlarına intikal eden prim tevkifatının olmadığı, yine çekişmeli dönemi kapsayan iradi prim ödemesinin de bulunmadığı gerekçesine dayalı olarak davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, davacının uzun yıllar boyunca tarım ve ziraatçılık işi ile uğraştığını, elde ettiği ürünleri ... fabrikası adlı işletmeye teslim ettiğini, bu ürün bedelleri üzerinden davacıdan Bağ-Kur prim tevkifatı yapıldığını, davacının ürünü üzerinden kesinti yapıldığının tespitinin sigortalılığın kabulü için yeterli olduğu ve prim kesintilerinin davalı Kuruma intikal etmemesinin davacının sigortalılığı açısından sonuca etkili olmadığını beyanla usul ve yasaya aykırı olan İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine, dair karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili özetle; istinaf sebepleri doğrultusunda temyiz talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Tarım Bağ-Kur sigortalılık tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri
3. Değerlendirme
2926 Sayılı Kanun'un 2. maddesinde, Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3. maddenin ( b ) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir. Anılan Kanun'un 3. maddesinin ( b ) bendinde "Tarımsal faaliyette bulunanlar: kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar" olarak tanımlanmış, 5. maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6. maddesinde ise diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıklarının sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca aynı Kanun'un 9. maddesi Kuruma re'sen tescil yükümlülüğü yüklemiştir.
5510 Sayılı Kanun'un 4. maddesinin 1. fıkrasının ( b ) maddesinde, köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan tarımsal faaliyette bulunanların sigortalı olacakları, anılan Kanun'un 3. maddesinde ise tarımsal faaliyetin, “Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde veya kamuya mahsus mahallerde; ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yoluyla yahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünleri elde edilmesini ve/veya bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından; muhafazasını, taşınmasını veya pazarlanmasını,” ifade edeceği, 7. maddenin ( b ) bendinde sigorta hak ve yükümlülüklerinin “tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca veya kendilerince, bir yıl içinde bildirilmesi halinde kaydedildiği tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin Kuruma yapıldığı tarihten” itibaren başlayacağı, 9. maddenin 1. fıkrasının 5. bendi gereği sigortalılığın “Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, tarımsal faaliyetinin sona erdiği veya 6. maddenin birinci fıkrasının ( ı ) bendi uyarınca muafiyet kapsamına girdiği yahut 65 yaşını doldurması nedeniyle talepte bulunduğu tarihten,” itibaren sona ereceği, 6. maddenin ( ı ) bendinde ise Kamu idarelerinde ve Kanun'un ek 5. maddesi kapsamında sayılanlar hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenlerin ve 65 yaşını dolduranlardan talepte bulunanların 5510 Sayılı Kanun'un kısa ve uzun vadeli sigorta hükümleri çerçevesinde sigortalı sayılmayacakları belirtilmiştir. Kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunan ve bildirimsiz kalan sigortalılar için 5510 Sayılı Kanun'un 86. maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına eşdeğer bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil ya da tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır.
Yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda davacının sunduğu dosya içinde mevcut, içeriğinde davacı adına Bağ-Kur prim kesintisi yapıldığı anlaşılan müstahsil makbuzunun mevcudiyeti karşısında, anılan makbuzun sıhhatine yönelik bir iddia ve itirazın bulunmaması halinde, ilgili makbuzun Kurum kayıtlarına intikal etmemesinin tek başına tescile engel olmayacağı göz önünde bulundurularak, belirtilen esaslar dahilinde usulünce araştırma yapılması ve elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ : Açıklanan sebeplerle,
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.09.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.